İnsanlar 2019 yılında nasıl eş buluyorlar?
Besim Tibuk camide küfrediyor. Nazım Hikmet hakkında ...
Zizek’in favori repliğiymiş. Ninotchka filminde geçiyor. Kahramanımız bir kafeye gider ve kremasız kahve sipariş eder. Siparişi alan garson birazdan geri gelir:
Özür dilerim. Kremamız bitmiş. Ama süt var. Sütsüz bir kahve alır mıydınız?
Çıkaracağımız ders?
Şeylerin ne olduklarını, aynı zamanda ne olmadıkları belirler
Hiç şüphesiz öyle. Adam düz kahve istese ‘‘bana kahve getirin’’ derdi. Kremasız kahve istemesi, kahveyi sade olarak içtiğinden çok kremasız içtiğini belirtmek için. Arada fark var.
Başka bir örnekle pekiştirelim. Bir vegan, kendisini sadece bitkisel ürünlerle beslenen biri olarak tanımlamaktan ziyade asla hayvansal gıda tüketmeyen biri olarak tanımlamayı tercih edecektir. Veganlık felsefesine göre de doğru tanımı budur zaten.
Bunlardan niye bahsediyorum? Yazdıklarıma ve gündelik olaylar karşısında yaptığım yorumlara istinaden sık aldığım bir eleştiridir Türkiye’de yaşamamam.
Türkiye’de yaşamayan biri olarak bu ülkenin gerçeklerinden ne kadar haberdar olabilirsin ki? Yaptığın, sadece hariçten gazel okumak.
diyorlar. Bunun alt metninde ‘‘bizim neler çektiğimizi bilmiyorsun’’ çığlığı var.
Oysa Türkiye’yi bilmek için Türkiye olmayan yerleri de bilmek lâzım. Bu bakımdan Türkiye’yi analiz edebilmede Türkiye’de yaşamıyor olmamı bir dezavantaj değil avantaj olarak görmeliyiz, diye düşünüyorum.
Fakat tüm bunları ‘‘ben Türkiye’yi iyi analiz ediyorum’’ iddiası ile anlatmadım. Asıl söylemek istediğim şu:
Türkiye’de yaşıyorsanız, gündemi yakından takip ediyorsanız, analizleri, haberleri kaçırmıyorsanız… Türkiye’ye dair pek de bir şey bilmiyor olabilirsiniz.
Balık, suyun ne olduğunu bilmez. Ama evet, içinde yüzer.
2019 yılında insanlar nasıl eş buluyor?
Aynen şöyle:
Neredeyse %40’ı internette tanışıyor. Açık ara birinci şekil bu. İkinci sırada bar ve restoranda tanışmak geliyor ancak araştırmaya yakından bakınca internette tanışanların daha sonra bar ve restoranlarda randevu verdiklerini, bar ve restoranda tanışma oranının bu yüzden yüksek çıktığını gördüm. Bar ve restoran date’lerinin öncesinde vuku bulan internette tanışmaları çıkarırsak, bar ve restoran date’cilerinde de bir hayli düşüş oluyor.
Özetle, 1940’larda çiftlerin %80’i aile, arkadaş veya okul vasıtasıyla tanışırken (evlilik öncesi uzun süre boyunca birbirini tanıma, tanıdıklardan referans alma) günümüzde neredeyse yarısı internette ve barlarda tanışıyor (sadece kendi fikrinizle şipşak evlenme).
Grafikte dikkatimi çeken bir başka detay ise işyerinde tanışıp eşleşmelerde 2000’li yıllardan itibaren büyük bir düşüş yaşanması. Oysa işyerlerinde artık eskisine göre daha fazla kadın var. Bu düşüşü işyerlerinde tacizin daha fazla medyaya taşınmasına ve bunu engellemek için firmaların daha sıkı önlemler alınmasına bağlayabilir miyiz? Başka bir açıklaması yok gibi.
Beşiktaş veya Bakırköy'de yaşamak istiyorsanız 100 metrekarelik bir ev için en az 2000 TL'yi gözden çıkarmanız gerekiyor
diyor data analizcisi Efe Başlar.
Bunun yanı sıra grafikte gösterilen altı ilçedeki kiralık konut ilanı sayısı İstanbul'daki tüm ilanların yarısından fazla. Hürriyet Emlak'da bu altı ilçeye tanımlanmış 11600 ilan bulunurken tüm İstanbul'da 22400 kadar ilan bulunuyor. Bu, ekonomik koşullardan ötürü yüksek kira bedelli evlerin kiralanmadığı anlamına geliyor olabilir.
Aynı zamanda da buralarda online emlakçılığın daha fazla kullanıldığını gösteriyor olabilir, özellikle Beşiktaş'taki ilan yoğunluğu ilçedeki mevcut öğrenci nüfusu ile açıklanabilir.
Besim Tibuk’tan zehir zemberek Nazım Hikmet analizi
Yerden göğe kadar da haklı bana kalırsa.
1936 önemli bir tarih. Bahriyeyi isyana kışkırtıyor diye Nazım Hikmet çok uzun bir hapis cezasına çarptırılıyor. İşin garipliğine bakın ki 1930’dan beri Türkiye büyük ölçüde Stalin Rusyasının etkisi altında Ankara Rus müşavirlerle kaynıyor. İlk beş yıllık plan Ruslar tarafından yapılıyor. Cumhuriyetin ilk sanayi tesisleri modası geçmiş Rus teknolojisi ve yardımı ile kuruluyor. Tüm bunlar yetmiyor CHP sanat ve kültür hayatını tamamen kontrol altına almak için halkevlerini kuruyor. Köylüleri kontrol altına almak için de köy enstitüleri açılıyor. Bu şartlar altında sosyalist bir şairin ağır hapse mahkum olması tam bir komedi. Nazım Hikmet, özlediği, uğruna çok şey verdiği rejimin zaten Ankara’da iktidar olduğunun farkında değil. Meseleyi zamanın Ankara Valisi Nevzat Tandoğan özetliyor:
Size ne oluyor? Memlekete komünizm lazımsa onu da biz getiririz!
Yazıyı önüyle ve arkasıyla burada okuyabilirsiniz.
Her millet, her kültür bir değil.
Daha da önemlisi, her bir grup diğerinden farklı
Uganda’da eskiden Hintliler bir hayli iş tutmuş. O kadar ki, 1972 yılında Uganda’dan sürülmelerinden önce ülkenin vergi gelirlerinin %90’ı Hintlilerden sağlanıyormuş.
1980 yılında Uganda ülkeden sepetlediği bu Hintli azınlığa geri dönebilirsiniz diyor. Şu anda Uganda nüfusunun sadece %1’i Hintli ancak ülke vergi gelirlerinin %65’ini bu insanlardan elde ediyor. Kim, neden, nasıl geri kaldı? Kimler, neden, nasıl ileri gitti? Görmesini bilenler için şüphesiz bu soruların cevapları var bu yazıda.
Tabii belirtmekte fayda var; Hindistan’dan kalkıp Uganda’ya gidenler de sıradan Hintliler değil. Atılımcı, girişimci, risk alan, fırsatları gören Hintliler bunlar.
Güney Afrika?
Eski apartheid ülkesinde halkın %6’sı vergilerin %99’unu ödüyor.
Peki Türkiye’deki Suriyelilerin sahip oldukları şirketler?
Son 8 yılda Türkiye'deki Suriyeli mülteciler tarafından 10 bin şirket kuruldu. Bu şirketlerde yaratılan istihdam yaklaşık 250 bin Suriyeliyi geçindirdi. Suriyeli girişimcilerin yüzde 72'si savaş bitse de Türkiye'de kalmak istiyor
diyor TEPAV raporu. Raporun Türkçe özetine buradan, İngilizce olan tamamına ise şuradan ulaşabilirsiniz.
Oldum olası kadınların güzellik yarışında birbirlerine girmelerini izlemeye bayılırım
Bunu gören gördü de ben yine de Twitter’da hesabı olmayanlar için not düşeyim.
Göz Alıcı Beyzalık adlı hesap gerçekten enteresan bir poz paylaştı sitede.
Niye enteresan? Sol koluna yüklenmiş, havada asılı kalmış. Poz için sarfedilen efor çok büyük ama hakkını da yemeyelim, her şeyi tam.
Eğlence bundan sonra ama.
Erkeklerin tepkisi, malum. Aynı zamanda yaratıcılıktan da eksik değil.
Herkes o kadar hayran değil Beyza’nıma tabii. Michalengelo rumuzlu kadın mesela… Leşşşş demiş. Fakat Beyza da geri durur mu?
Bugünlük bu kadar.
Son dört aydır vaktimin büyük bir kısmını Türkiye’de geçirdim ve hayatımda yapmadığım işlere dalmak zorunda kaldım (kimse bana Türkiye’yi bilmiyorsun falan diyemez). Bültenin aksaması ondan. Bundan sonra yine tempoyu buluruz yavaş yavaş.